Sunday, April 5, 2009

GÜZELLİK BAKANIN GÖZÜNDEDİR

"GÜZELLİK BAKANIN GÖZÜNDEDİR
İnsanlar aynı şeye bakıp farklı şeyler görürler.
Olayları,kişileri kendi dünya görüşümüz ve deneyimlerimize göre algılarız.
Karadeniz’e yolculuk yaptığınızda yol boyunca sırtında yük taşıyan,bahçede çalışan kadınlara rastlarsınız.Eğer kadınların ev dışında çalışmadığı bir bölgeden geliyorsanız ‘’Karadeniz’de kadınlar çalıştırılıp erkekler kahvede neşeli vakit geçiriyor ‘’ diye düşünürsünüz.
Karadenizli biri olarak aynı görüntüyü ben farklı yorumlarım:
Yeterli tarım arazisi ve işyeri olmadığı için Karadenizli gurbetçidir.
Ekmeğini uzaklarda aramak zorundadır.Bu konuda ‘’Karadenizlinin topalı Amerika’ya gitmiştir’’ diye espri de yapılır.Kocası gurbette olan kadın ev işleri,çocuk bakımı ve bahçede çalışma gibi tüm sorumlulukları yüklenir.Yıllık izine gelen koca misafir muamelesi görür.
Ama bu iznini fındık toplayarak geçirmesini engellemez.Gurbette ne iş yaptığı önemli değildir.
Bu yüzden fındık bahçelerinde her meslekten insana rastlarsınız.Kocasının sorumluluklarını paylaşmak kadını aile ile ilgili karar alımında eşit söz sahibi yapar.Karadenizli aileler ataerkil görüntü vermelerine rağmen anaerkildir.Büyükanneleri mutlu etmek için tüm aile fertlerinin çabalarını hemen fark edersiniz.Bu aile yapısı Karadeniz’e göç etmiş Türk boylarının mirası da olabilir.Karadeniz’in arazisi tarımda makine kullanımına uygun olmadığı için çoluk çocuk herkes çalışmak zorundadır.Bu yüzden tek başına bahçede çalışan bir kadını kimse yadırgamaz.
Geleneksel olarak da Karadeniz kadını çalışkan ve fedakardır.Ama onun özgür ve dik kafalı(inatçı desek mi!!!) yapısını bilen biri zorla bahçede çalıştırılamayacağını da bilir. Bu yüzden ‘’Karadeniz’de kadınlar çalıştırılıp erkekler oturur’’ diye düşünmez. Sadece görüntüleri değil,davranışları da okuduklarımızı da farklı algılarız.Okunan bir yazıya bazılarımızın olumlu,bazılarımızın olumsuz tepki verişi bundandır.Ali’nin yaptığı bir şeye aldırmazken Ahmet’in aynı davranışı bizi çok incitebilir.Bir ülke yada grubun ‘teröristinin’ diğerinin ‘kahramanı ’ olması bu yüzdendir.Nietzche’de ‘’Eylem yapana göre değer kazanır’’ dememiş mi?Eylemin içi boştur.Yapan kişiye göre farklı anlamlar yükleriz.

Farklı algılama konusunda hiç unutmadığım bir anım var.Birlikte çalıştığım Amerikalı evimize yemeğe geldiğinin ertesi günü bana
----Evde çok farklısın.Üzüldüm,eziliyorsun. deyince çok şaşırdım.Neden böyle bir izlenim edindiğini sordum.
----Biz otururken sen masayı hazırladın.Yemek servisini yaptın.Biz sohbet ederken bir de çay hazırlayıp getirdin.Kimse yardım etmedi.

Bunu duyunca gülümsemekten kendimi alamadım.O gördüklerini kendi yaşam anlayışı ve Amerikalı bir kadının bakışıyla yorumlamıştı.Ona misafir ağırlama geleneğimizi,istediğimde ailemin yardım edeceğini anlattım.Bunun kendi seçimim olduğunu ve olayı ‘ezilmek’ olarak görmediğimi açıkladım. Özetlersek çevremizde gördüğümüz,okuduğumuz ve yaşadığımız her şeyi kendi beynimizdeki şablona göre algılayıp yorumluyoruz.Çalışkan,tembel,iyi,kötü dediğimiz insanların aslında bu sıfatlarla pek fazla ilgisi yok.Nasıl görmek istiyorsak öyle görüyoruz.Benim çok iyi dediğim biri başkasının kabusu olabiliyor.
İngilizlerin dediği gibi’’Güzellik bakanın gözlerindedir.’’

Yaşamımız boyunca her şeye rağmen çevremize hep güzel bakmak amacımız olsun."

Şadiye Kocabaş
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Görevlisi
 

Free Blog Counter
Poker Blog